Dişleri barındıran ve gözle görülmeyen kemik içi yapıların durumunun izlenmesi, var olan diş/dişeti rahatsızlıklarının kök ve kemik ile olan ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla diş filmi çektirilir. Bu da başlangıçta var olan ya da dışarıdan gözle görülemeyecek rahatsızlıkların teşhis edilmesine ve erken tedavisine olanak sağlar. Ağız içerisindeki diş yapısı bozuklukları, herhangi bir iltihap varsa hangi dişten kaynaklandığı, diş köklerinde mevcut olan kırıklar, tümör ve kistler için röntgen çekmek en doğru sonucu verir.
Modern diş radyolojisi cihaz ve metotları ile çekilen diş röntgeninden alınan doz minimal düzeydedir. Tek bir diş röntgen filminden alınan ışın dozu, güneş ışığına maruz kalındığında alınan radyasyondan bile daha azdır. Tek seferde tüm ağızdan 16 tane diş röntgeni alınmasında tıbbi açıdan herhangi bir sakınca yoktur. Aksine teşhis açısından röntgenden elde edilen fayda çok daha fazladır.
Hamileler diş sorunları için röntgen çektirmekten kaçınmalıdır. Eğer gerekliyse kurşun önlük giyilerek çekilmelidir.
Eğer elinizde bulunan röntgen filmleri teknik olarak sorunlu ya da şimdiki durumunuzu yansıtmayacak kadar eski ise muayene sırasında kullanılması uygun değildir. 6 aydan daha eski röntgen filmlerinin yerine yenisi çekilmelidir. Fakat eski röntgen filmlerinin muayene sırasında yanınızda bulundurulması şimdiki durumla eski durumun kıyaslanması açısından faydalıdır. Bu nedenle eski röntgen filmleri atılmamalı, muayeneye gelirken getirilmelidir.
Dental tomografi x-ışını kullanılarak incelenmek istenilen bölgenin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. Tomografi görüntüsü ile normal röntgen filmlerinde görülmeyen kemik ve yumuşak doku detayları görülebilmektedir. Dental tomografi cihazı ile 3 plandan çok sayıda kesit alınır. Daha sonra bu kesitler ileri düzey yazılımlar yolu ile yeniden dilimlenip yapılandırılarak hedeflenen bölgenin istenilen açıdan ve her yönden görüntülenebilmesi sağlanır. Diğer dental görüntüleme yöntemleri ile görüntülenemeyen alanlar tomografi ile görüntülenmektedir. Tıpta kullanılan tomografi cihazlarına göre %90’a varan oranda daha az radyasyon ile görüntüleme gerçekleşmektedir. X-ışınları yalnızca hedeflenen bölgeye gönderildiğinde
Düzenli şekilde fırçalanan dişlerin ağrımaması, problem olmadığı anlamına gelmemektedir. En az altı ayda bir ayrıntılı bir diş kontrolünün yapılması gereklidir.
Evet, olabilir. Bu nedenle, yakınmalarınızın ağız ve diş kaynaklı mı, yoksa vücudunuzdaki diğer düzensizlikler nedeniyle mi oluştuğunu belirlemek üzere mutlaka diş hekiminize başvurmanız gereklidir.
Gömülü dişler, başarısız bir kök-kanal tedavisi, TME problemleri, ağız içinde kist ve tümör benzeri lezyonlara dair bulgular olduğunda diş hekiminiz sizi bir maksillofasiyal cerraha yönlendirecektir. Aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçı sizde bulunduğunda maksillofasiyal cerraha başvurabilirsiniz: Çene-yüz bölgesinde görülen; Şiddetli veya kronik ağrı Fonksiyon kaybı Yaralanma Deformite veya travma Enfeksiyonlar
Dental implant, titanyumdan yapılmış kök şeklinde küçük bir tutucudur. Çekilmiş bir diş kökünün yerini alacak şekilde çene kemiğinin içerisine yerleştirilir. İyileşme süreci sonunda implantın kemikle kaynaşması sağlandıktan sonra yerleştirilen implant üstü protez, doğal diş görevi görür. Bu yeni diş, doğal diş gibi görünür ve doğal diş hissi verir.
Yaralanma, çürüme veya kırılmadan dolayı dişlerinizi kaybettiyseniz ve şiddetli sistemik hastalığınız (diabet, osteopöröz, kan hastalıkları vb.) yoksa muhtemelen implant tedavisi sizin için uygundur. Bununla birlikte, implant yerleştirilecek çene bölgelerinde yeterli kemiğine sahip olmanız gerekmektedir. Doktorunuz, implantın sizin için doğru bir tedavi seçeneği olup olmadığına klinik ve radyolojik incelemelerden sonra karar verecektir.
Gömülü dişler şu durumlarda çekilmelidir: İlgili dişten kaynaklı apselerde Kist veya tümörle beraber olduğunda Ağrı varsa Çeneyi zayıflatıp kırık oluşturma riski varsa Komşu dişte çürük oluşturma riski varsa.
Çekim bölgesine konulan tampon en az 30 dakika yerinde tutulmalıdır En az iki saat bir şey yenmemeli ve içilmemelidir Çekim yapılan çene bölgesi ile 24 saat çiğneme yapılmamalıdır 24 saat sigara içilmemelidir 24 saat alkol kullanılmamalıdır Ağız su ile çalkalanmamalıdır Çekim yeri emilip tükürülmemelidir Dil ve el ile çekim bölgesine dokunulmamalıdır Ağrı olursa aspirin harici bir ağrı kesici kullanılmalıdır
Genellikle 3-7 gün içinde iyileşir.
Diş çekiminden sonra kemikteki çekim yerinde meydana gelen enfeksiyon durumudur. Şiddetli ağrı söz konusudur ve ağrı kesicilerle hafiflemez. Bu durumla karşılaşmamak için operasyon sonrası önerilerine mutlaka uyunuz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda lütfen en kısa zamanda kliniğimize başvurunuz.
Çeneler arasında uyumsuzluk olduğunda ve/veya dişlerin kapanışı ortodontik olarak düzeltilemediğinde ortognatik cerrahi uygulanır.
Hekim kararına bağlı olarak çeşitli anestezi tipleri uygulanabilir. Bunlardan birincisi lokal anestezidir, ilgili bölgeyi uyuşturur. İkincisi sedasyondur, kısmen bilinçli olursunuz. Üçüncüsü, genel anestezidir, bilinciniz geçici bir süre için tamamen kaybolur ve operasyonu hatırlamazsınız.
Sedasyon veya genel anestezi öncesi 8 saat bir şey yiyip içmemelisiniz. Herhangi bir şey yemiş ya da içmişseniz işleminiz iptal edilir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilecek işlemlerde karnınız tok geliniz.
Sedasyon ve genel anestezi ile yapılan işlemlerden sonra bir yetişkinin size refakat etmesi istenecektir. Ancak, lokal anesteziden sonra araba kullanmanızda bir sakınca yoktur
Temporomandibuler eklem (TME) veya komşu yapılardaki değişiklikler ve bazı sistemik hastalıklar TME problemlerine yol açabilir. Bazen çiğneme kaslarıyla ilgili bozukluklar da ağrı ve fonksiyon kaybına neden olabilir.
Çene-yüz bozukluklarının düzeltilmesinde cerrahi müdahale, genellikle büyüme ve gelişimin tamamlanmasından sonra uygulanmaktadır. Ancak fonksiyonların aşırı derecede bozuk olduğu veya ileri deformitelerin önlenmesi gereken bazı durumlarda daha erken yaşlarda tedavi edilebilir.
Dudak yarıklarında bebek 10 haftalıkken durumu uygunsa operasyon gerçekleştirilebilir. Damak yarıklarında ise sadece yumuşak damak etkilenmişse 18 aydan önce operasyon yapılabilir. Sert damağı içine alıyorsa 18-24. aylarda cerrahi işlem yapılabilir.
Kesici dişler, nadir durumlarda küçük azı dişlerinin kök ucundaki iltihabi oluşumlar, kökün 1/3 uç kısmı ile beraber çıkartılabilir. Böylece hastanın dişi çekilmeden bırakılabilir.
Öncelikle kliniğimize gelmeniz, klinik muayenenizin yapılması, gerektiği takdirde diğer branş doktorları ile konsültasyon yapılması gerekmektedir.
Apse, klinik olarak ağrılı bir şişliktir. Akut apsenin, merkezi sert ve ağrılı olup çevresinde ödem vardır. İlgili bölgede ısı artışı söz konusudur. Apse eğer olgunlaşmış ise parmakla kontrol edildiğinde sıvı ile dolu olduğu hissedilir. Kronik apseler akut olanlara göre daha yavaş gelişir ve genellikle ödem görülmez. Şişlik daha sert ve ağrı daha azdır. Antibiyotik tedavisi altında cerrahi olarak etken dişin çekimi ve apsenin direne edilmesi gerekmektedir.
Antibiyotik tedavisi altında mümkün olan en kısa zamanda apseli diş çekilmelidir.
Bu açıklık en kısa sürede kapatılmalıdır. İyi kapatılmamış veya gözden kaçan açıklıklarda, hastanın yediği ve içtiği gıdalar burnundan gelebilir, sigara içmede zorluk vardır ve yanak şişirilemez. Bu tür şikâyeti olan hastalar derhal çene cerrahisi kliniğine başvurmalıdır.
Fırçanın kıllarının yuvarlatılmış olmasına, yapıldığı hammadde ve kullanılan boyaların sağlık açısından uygunluğuna, TSE standartlarına uygun olup olmadığına, kişisel olarak da; ağız yapısına, dişetinin sağlığına ve el becerisine göre uygun şekilli fırça alınmasına dikkat edilmelidir.
Diş Hekimleri fırçanızın, en geç üç ayda bir değiştirilmesini önermektedir. Fırça kılları yıprandığında, plak uzaklaştırma etkinliği giderek azalır. Bu nedenle diş fırçasının düzenli olarak değiştirilmesi gerekir. Fırçalamayı nasıl yaptığınız da değiştirme süresini doğrudan etkilemektedir. Örnek olarak; eğer bütün kıllar 1 hafta sonra düzleşmişse, fırçalama çok sert yapılıyor demektir. Kıllar 6 ay sonra hala düzse, ya çok baskısız fırçalanıyor ya da her gün fırçalanmıyor demektir. İdeal bir diş fırçasında kıl uçları, dişetini zedelememesi için yuvarlatılmış olmalıdır. Diş fırçasının yapısı, dişlerin tamamına ve tüm yüzeylere ulaşabilir olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, her diş fırçası bir kişi içindir.
En az; günde iki kere, sabah ve akşam yatmadan önce fırçalanmalıdır. Gerçekte her yemekten sonra fırçalamak uygundur. Bu olanak sağlanamıyorsa, yemekten sonra ağız mutlaka bol su ile çalkalanmalıdır. Gece, yatmadan önce fırçalama kesinlikle yapılmalıdır. Yiyecek artıklarının bulunduğu bir ağız bakteri plağının oluşmasına zemin hazırlar.
Fırçalanmayan dişler, öncelikle rahatsızlık yaratan kötü ağız kokusu ile kendisine ve çevresine zarar verir. Fırçalama olmadığı için dişler arasında ve diş-dişeti birleşiminde biriken yiyecek artıkları bu bölgelerde bakteri plağının oluşumuna neden olur. Zamanla biriken bakteri plağı dişeti iltihaplarına ve daha ileride dişeti çekilmelerine zemin hazırlar. Sağlıklı dişler bile bu nedenle kaybedilebilir. Diş aralarında biriken bakteriler dişlerin çürümesine sebep olur. Bir süre dişler fırçalanmaz ise, ilk fırçalamalar sırasında dişeti kanaması meydana gelir. Bu kanama, düzenli ve sürekli bir ağız bakımı ile düzeltilebilir.
Ağız sağlığı düzenli bir ağız bakımı ile korunabilir. Ağız yapısı için uygun bir diş fırçası, diş macunu, doğru fırçalama yöntemi, diş fırçasının düzenli aralıklarla değiştirilmesi, diş fırçasının beraberinde diş ipi kullanarak ara yüzlerin temizlenmesi ve herhangi bir problem olmasa dahi, altı ayda bir, kontrol için Diş Hekimine gidilmesi, ağız sağlığınızı korumada yeterli olacaktır.
Diş çürümelerinin ana nedeni; “Mikrobiyal Dental Plak” tır. Plak; ağzın temizlenmemesi sonucu, dişlerin bütün yüzeylerinde, diş-dişeti birleşiminde biriken milyonlarca mikroptur. Bu plak temizlenmezse mikropların ürettiği zararlı maddeler diş çürüklerine ve dişeti hastalıklarına neden olur. Plak, ağız çalkalama veya parmaklarla yapılan ovma sonucu çıkmaz. Bunu yok etmek için, kesinlikle diş fırçası kullanılmalıdır.
Kanal tedavisini takiben, özellikle de canlı dişlerin tedavisinin ardından ilgili dişte birkaç gün katlanılabilir bir ağrı veya dişin üzerine basıldığında ağrı oluşabilir. Bu kanal tedavisi sonrası oluşan normal bir ağrıdır. Kanal tedavisi yapılan dişin biraz korunması ile kısa sürede ortadan kalkar.Günümüzde, doğru tedavi yöntemi uygulanan kanal tedavilerinde başarı oranı %90’a varmaktadır.
Evet yapılabilir. Yaygın olarak bilinen ortodontinin sadece çocuklara uygulandığıdır. Oysa dişlerin yer değiştirilmesi her yaşta mümkündür. Yani isterseniz 8 yaşındaki çocuğunuzun çıkmayan dişleri tedavi ile sürdürülürken aynı anda sizin de dişlerinizin arasındaki boşluklar ortodontik tedavi ile kapatılabilir. Ortodontik tedavinin yaş olarak üst sınırı yoktur. İhtiyacı olan bireylere her yaşta uygulanabilir. Siz erişkinler için diş renginde braketler olduğu gibi aynı zamanda braketlerin dil tarafından yapıştırılarak tedavi olduğunuzu gizlemek de mümkündür.
Vakanın durumuna ve hasta yaşına bağlı olarak 6 ay ile 36 ay arasında değişebilir.
Kötü alışkanlıklar dediğimiz parmak emme, yalancı emzik kullanımı, biberon kullanımı, tırnak yeme vb alışkanlıklar çocuk 3.5-4 yaşına geldiğinde halen devam ediyorsa mutlaka bıraktırılmalıdır. Devam etmesi halinde bu alışkanlıkların yarattığı etkiler kalıcı hale gelir ve çocuğun ciddi ve uzun süreli ortodontik tedavi görmesi gerekir. Parmak emme bu alışkanlıklar içinde en zor bıraktırılanıdır. Çocuğunuzda parmak emme teşhis ettiğinizde bir ortodontistin kontrolüne gitmenizde yarar vardır.
Tellerin takıldığı ilk günler yanakların ve dudakların iç yüzeylerinde hafif tahriş ve dişlerde çiğneme sırasında ağrı olabilir. Şikayetlerinizin derecesi ne olursa olsun en fazla 10 gün içerisinde ağzınızda tel olduğunu hissetmeyeceksiniz.
Dişleriniz düzeldikten sonra telleriniz diş yüzeylerinden çıkartılacaktır. Bu işlemin ardından size mevcut durumu koruması amacı ile pekiştirme aygıtları uygulanacaktır. Eğer bu aygıtlar size önerilen sürelerde kullanılmazsa ve uzun süre kontrole gelinmezse dişlerinizin tekrar bozulma ihtimali vardır.
Dişlerinizdeki düzensizlikler yaşınız ilerledikçe daha şiddetlenecektir. Yani uzun dönemde dişlerinizin görünümü sizi daha çok rahatsız eden bir hal alacaktır. Dişlerinizin düzgün kapanmıyor olması, çene eklemlerinize normalden daha fazla baskı gelmesine sebep olup, uzun dönemde ağız açıp kapama kısıtlamaları, çene kilitlenmesi gibi problemlere yol açabilir. Dişlerinizdeki düzensizlikten dolayı diş araları ve bazı yüzeyleri daha zor temizleneceğinden, çürük oluşumu düzenli diş dizisi olan bir bireye göre daha fazla olacaktır.
Hastalarımız çoğunlukla köpek dişlerinin yukarda kaldığı şiddetli çapraşıklık durumlarında uzmana danışmaktadırlar. O düzeyde dikkat çekici bir durum yoksa ortodontik sorunlar geç yaşlarda fark edilmekte ve hastalar "bu yaşta tedavi olamam" diyerek ortodontik tedaviden vazgeçerek ya o şekilde kalmayı tercih etmekte ya da sağlıklı dişlerini kestirerek protez yaptırmak durumda kalmaktadır.
Ortodontik tedavi amacı ile diş çekilmesi hastalarımızın velileri tarafından çoğunlukla istenmemektedir. Halbuki diş çekimi kararı, dişlerin çene kemikleri üzerine yerleştirilemediği durumlarda tedavi sonucunun daha başarılı, elde edilen sonucun daha kalıcı olmasını sağlar.